Çocuklara yaklaşımlarımızı kısa ve belirgin olarak ifadelendirirsek “Buradayım. Dinliyorum. Anlıyorum. Umurumdasın.” Bu basit ifadeleri ebeveynin çocuğuyla geçirdiği zaman içerisinde kullanması önemlidir. Bu ifadelerdeki amaç çocuğa ebeveynin senin yaptığın her şeyi kabul ediyor, kendini iyi hissettirme zorunluluğu hissettiğinde veya çocuğun tüm sorunlarını çözme yükümlülüğü olduğu mesajını vermek değildir. “Buradayım” sözünün amacı çocuğa ebeveynin fiziksel, manevi ve duygusal açıdan yanında bulunduğunu belirtmektir. ‘Ebeveynin dikkatini ve özverisini sana verecek, senin dünyana girmeye ve hissettiklerini hissetmeye açık ve ilgiliyim’ mesajını vermektir. “Dinliyorum” sözüyle ebeveyn tüm duyularıyla, hem kulakları hem de gözüyle dinlemeye hazır olduğunu belirtir. Çocuğun söylemek, yapmak ve ifade etmek istediği her şeyle ilgilenmektedir, bu öfke veya diğer negatif duygular olsa bile. Hatta ebeveyn çocuğun ifade etmediklerini bile dinlemektedir. “Anlıyorum” sözüyle ebeveyn çocuğunu olabildiğince anlayabilmek için onu kendi seçtiği yolla ve kendi temposunda özel dünyasına götürmesine izin vereceğini belirtir. Çocuğun sadece söylediği ve ifade ettiği şeyleri değil, aynı zamanda oyununun ve davranışının gerisindeki duyguları ve deneyimleri de anlamaya hazırdır. Bu üç sözcük söylendiğinde çocuk ebeveynin mesajındaki diğer sözcüğü tecrübe eder: “Umurumdasın.” Ebeveynlerin çoğu çocuklarının kendilerinin onları ne kadar önemsediğinin ve umurlarında olduklarının farkında olduklarından emindirler. Bunu her gün çocuklarına sevdiği yemeği hazırlayarak, istediği oyunu alarak ve hatta onu koruyarak gösterdiklerini düşünürler. Çocuk, kendisine hem konuşması hem de davranışıyla “Buradayım, dinliyorum, anlıyorum, umurumdasın,” mesajını veren ebeveynle temas haline geldiğinde sesinin önemli olduğunu, onunla kati bir biçimde, dışarıdan herhangi bir etken olmadan ilgilendiğini, karar veren, öğreten, maksatlı rolünün tersine yol gösterilmeye hazır olduğunu görür.