FARKINDALIK NEDİR?

‘Farkındalık’ basitçe ifade etmek gerekirse, açık ve sevgi dolu bir tutumla yaşadığımız anın içinde neler olduğunu bilinçli bir şekilde anlama halidir. Yargılamadan, olup biteni reddetmeden, kendini gündelik hayatında hızına kaptırmadan burada, bu anın içinde olmaktır. Şimdi olup bitenler üzerinde düşünmek değil ama şimdide ve burada olmaktır. Sabah uyandığınızda, size bir şey sorulduğunda, çocuklarınızın yüzündeki en ufak gülümsemeyi fark ettiğinizde ya da biriyle küçük ya da büyük bir anlaşmazlık yaşadığınızda eğer o anın içindeyseniz buradasınız demektir. Bu şekilde enerjinizi boşa harcamaz, olan bir şeyi olduğu sırada fark edersiniz. Bilinçle ve sevgiyle yaşanılan anın içinde bulunma hali hem kendinize karşı hem de çocuklarınıza karşı olan tutumumuzun değişmesini sağlar. Bu değişiklik kendiliğinden gerçekleşir. Öyle davranmak zorunda olduğunuz için değil içinizden geldiği için… Farkındalık, güneşi teninde, tuzlu gözyaşlarını yanaklarında hissetmektir. Kaynağı neşe de olsa sıkıntıda olsa bedeninizde o farkındalığı duyumsamaktır. Bir şey yapmak, hızlıca tepki vermek ya da o konuda ne düşündüğünü söylemek zorunda kalmadan hissetmektir. Farkındalık, içinde yaşadığımız her anın içinde sevgiyle var olmaktır. Peki farkındalık çocuklarda ne işe yarar. Meraklı olmak çocukların doğasında vardır. Öğrenmek isterler. Yaşadıkları anın içinde kalmaları kolaydır. Dikkatini vermeyi bilirler, bununla birlikte de yetişkinler gibi gergin, stresli, yorgun, dalgın ve endişeli olabilirler. Çoğu çocuk çok fazla şey yaptığı halde hala yeterli kabul edilmezler. Gerçekten çocuklarını yaşayamamış şimdiden büyümüşlerdir. Sosyal olarak, duygusal olarak, aile içinde, okulda kafalarını nereye vereceklerini bilemezler. Bir de buna öğrenmek ve ezberlemek zorunda oldukları onca şeyi ekleyin. ‘Başlat’ düğmesi, çalışıyor evet… Peki ya ‘durdur’ düğmesi nerede? Dikkatli ve bilinçli bir şekilde anın içinde olma alıştırmalarını yaparken çocuklar durmayı, nefesinin farkına varmayı öğrenir ve ihtiyaçları olan şeyin şimdiki zamanda olduğunu hissederler. Böylece otomatik pilottan çıkar, içgüdülerini idrak eder ve hayatta hoş olmayan şeylerin de olabileceğini kabul etmeyi, yaptıkları her şeyi dikkatle e sevgi dolu yapmayı öğrenirler. Duygularını bastırmak yerine hem kendi iç dünyalarını hem de başkalarınınkini anlamaya başlarlar. Dikkati, sabrı, güveni, kabullenmeyi öğrenen çocuklar büyüdüklerinde bunları kendi çocuklarına geçirebilir. Ve böylece bilinçli bir dikkati karşılıklı birbirine verip alarak döngü oluştururlar. Çocuklarımız dünden ve yarından bağımsız olarak köklerini şimdiki zamana salarlar. Büyümek ve kendileri olmak için geniş bir alanı olan genç bir ağaç gibi. Küçük yaşta