KAYGI

“Benim Katie’m küçük bir gevezedir, ama ne zaman ondan bir şey yapması istense, bu ailesi için bile olsa, o kadar gergin hisseder ki donup kalır. Biraz rahatlaması için ona yardım edebilmek isterdim…”

“Neredeyse bebekliğinden beri Jose yapışkan gibidir. Anaokulundan nefret ederdi ve şimdi 3. Sınıfta olsa da beni özler, eve dönmek için sabırsızlanır. Her zaman kötü bir şeyler olacağına dair endişelenir. Onun korkusunu azaltmasına yardım etmeye çalıştık ama başarılı olamadık.”

“Bizim Damian hayvanlar karşısında dehşete kapılır. Caddeden aşağıya yalnız başına yürümekten nefret eder. Üzerine sincabın zıplayacağını düşünür! Bu konuda destek aldık korkuları hakkında farklı düşünmesinde ona yardımcı oldu, bir süreliğine çok daha iyiydi ancak sonrasında bir köpekle karşı karşıya kaldı ve pes etti.”

“Felicia2da bir sorun olduğunu söyleyemem. Diğer çocukların yaptığı çoğu şeyi yapıyor; sadece her şeyi yapmakla ilgili endişe duyuyor. Çok yetenekli, ama her zaman çuvallamaktan korkuyor. Korkularının üstesinden gelmek için çok uğraşıyor, biz de ona giderek iyileştiğini söylüyoruz. Fakat bunu bir türlü kabul etmiyor. Gösterdiği gelişmenin bir türlü farkına varamıyor.”

Bu ifadeler tüm kaygılı çocukların yüzleştiği dört temel sorunu yansıtmaktadır:

1. Stresli bir durum içindeyken, kendi kendilerini sakinleştirmekte diğer çocuklara göre daha fazla zorlanmaktadır.

2. Birçoğu yaratıcılık konusunda iyi olmalarına rağmen bu becerilerini kaygılarıyla başa çıkmakta nadiren kullanmaktadırlar çünkü düşünce süreçleri esnekliğini yitirmiştir.

3. İyi bir plan oluştursalar bile, kısa sürede cesaretlerini kaybetme eğilimine girerler ve sıklıkla denemekten vazgeçerler.

4. Kaygılı hislerini azaltmakta gelişme gösterseler bile, bu gösterdikleri gelişmenin farkına varamazlar.

İyi haber şudur: Her ne kadar ilaçlar fayda sağlasa bile çalışmalar, tüm kaygılı çocukların %90’ında başa çıkma becerilerinin öğrenilmesinin büyük yardımcı olduğunu göstermektedir.